Araştırmacı yazar Bedri Cumhur Doğu, yazılarıyla 35 Punto'da!

Doğu, ikinci yazısında Homeros'u ve onun İzmirli oluşunu tüm ülkeye duyuran, İzmir'in tarihine ışık tutan Selâhattin Kantar'a saygı duruşunda bulunuyor.

2-258

Bornova'da Tarihi Bir Panayır | Bedri Cumhur Doğu
Bornova'da Tarihi Bir Panayır | Bedri Cumhur Doğu
İçeriği Görüntüle

Edebiyatın Mihenk Taşı: Homeros

Homeros'un "gök kubbenin altındaki en güzel şehir" olarak betimlediği, Aristo'nun İskender'e "görmezsen eksik kalırsın" diyerek önemini vurguladığı, büyük yazar Victor Hugo'nun onu hiç görmeden adına şiir yazıp bir "prenses"e benzettiği şehirdir İzmir...

Dünyanın kurulduğu günden bu yana, en fazla İzmirli olmayı hak eden figürü olan Homeros'u da onun İzmirli oluşunu da tüm ülkeye duyuran, tespit ve teyit eden Selâhattin Kantar'ı tanıyor muyuz?

8-113

Ancak Mücadeleyi İzmir Kazandı!

Homeros, tüm dünyanın tanıdığı en büyük şair! Onun İlyada ve Odysseia destanları, medeniyetlerin edebiyatını besleyen bir kaynak.

İlhamı hâlâ dinç, etkisi hâlâ güçlü!

Homeros ölümsüz bir isim. Onun hayatı ve maceraları o kadar etkileyici ki, antik dönemde bazı belgelerde 7, bazı belgelerde ise 12 şehrin "Homeros bizim hemşehrimizdir!" diyerek birbirleriyle yarıştığı kayıtlıdır.

Diğer şehirler, Homeros'un saz çalıp şiir okuduğu için kendilerine ait olduğunu iddia etti. Fakat hiçbirinin elinde kanıt yoktu. İzmir ise gerçeği 1932 yılında kanıtladı! Sonunda tüm şehirler Homeros'un İzmirli olduğunu kabul etmek zorunda kaldı.

6-170

Homeros İzmirlidir!

Şairin ismi İzmir yakınlarındaki Halkapınar çayı ve “Mukaddes/Kutsal” Meles olarak anılan Meles çayı kıyısında doğmasına nispetle “Mîlîsîcin, Milaszâde, Meles-zâde Mélésigéne, Melizijan, Mélésigéne” olarak anılmıştır.

Destanların tek bir kişi tarafından değil, nesiller boyu aktarılan sözlü geleneğin ürünü olduğu da akademik çevrelerde tartışılır. 20. yüzyıl akademisyenlerinden Milman Parry’nin "Homeros, bir kişiden ziyade bir geleneğin adıdır" şeklindeki tezini savunan birçok tarihsever bulunmaktadır.

9-86

Antik İzmir: Kayıp Şehrin Hikâyesi

Bugünkü İzmir’in temeli, MÖ 3. yüzyılda atıldı. Ancak ondan önce şehir, Halkapınar Çayı ve Bornova civarında kuruluydu.

İskender'in Hayranlığı

Savaşlar nedeniyle tahrip edilince halk, dağınık köylerde 400 yıl yaşadı. MÖ 4. yüzyılda Büyük İskender, Anadolu’yu fethedip barış getirdi. İlk işi ise İzmir’i yeniden inşa etmek olmuştu!

İskender’in iki idolü vardı: Efsanevi kahraman Aşil ve gerçek bir deha olan Homeros. İzmir’i Homeros’a duyduğu saygıyla yeniden canlandırdı.

10-65

Selâhattin Kantarağası: İzmir'in Tarihine Işık Tutan İsim

İzmir Agorası’nın da bulunduğu süreçte, müze müdürü olarak görev yapmaya başladığı Cumhuriyet'in erken döneminde, birçok kadim eseri ve bilgiyi kültürümüze kazandırmış ve kentin Cumhuriyet sonrası ilk müzesini kurup, müze müdürlüğünü üstlenmiş isim Ömer Selâhattin Bey’dir.

Ömer Selâhattin Kantar; İzmir Arkeoloji Müzesi’nin kurucu müdürüdür.

Karşıyaka’nın tanınmış ailelerinden Kantarağasızadelerin çocuğu olarak 1878 yılında İzmir'de dünyaya gelen Selâhattin Bey, Homeros’un İzmirli olduğunu kanıtlayan belgeleri derledi ve onun hayatını "sade Türkçe" ile tefrika halinde gazetelerde yayımladı. Bu çalışmalar, Anadolu’nun köklü edebiyat mirasını geniş kitlelere ulaştırdı. Hatta Amerika’da 1846’dan bu yana ajans faaliyetinde bulunan “Associated Press” tarafından ilgi gösterildi ve Homeros’un hayatını aktaran “Kör Aşık” tefrikası satın alınmak istendi.

1932 yılında tefrika halinde Yeni Asır gazetesinde yayımlanmaya başlanan ve dünyanın en büyük şairinin hayatını aktaran Kör Aşık yazı dizisinin 55 sayı sürdüğünü ancak devamının gelmediğini tespit ettim. Özellikle Smyrna Agorası kazısı sırasında Homeros’un İzmirli olduğunu aktaran yeni tarihi eserlerin bulunmasına istinaden bu tefrikayı hazırladığını belirtebiliriz.

Ömer Selâhattin Bey’in bu yazı tarzında sade Türkçe ile hazırladığı birçok tefrika, dönemin basın yayın organlarında yayımlanmıştır.

Yalnızca bir müze müdürü değil, aynı zamanda bir kültür elçisi olarak İzmir’e büyük hizmetleri olan Kantarağasızade Ömer Selâhattin Bey’i saygıyla anıyorum. Hem akademik çevrelere hem de halka hitap ederek, tarihi 'okunabilir' kıldığı için şükranlarımı sunuyorum.

Bedri Cumhur Doğu